Çarşamba




çatıları akan evler gibiydik
zamanla rutubetleşen aşklar..

Cumartesi

sen ve ben değildik biz

ben de senin kadar tanıyorum işte, ne eksik ne fazla.. beni farklı kılan birşey yok sadece baktığın yerdeyim hepi topu bu. 

şöyleki,
Paris gündüzleri heyecan verici ama masum
kitabın ucundan, satırın dibinden merhaba diyen bir dost
gülümseyen bir çift mavi göz.. hangisinin daha güzel olduğunu kestiremediğim


bu sessizlik, dağınık bir oda gibi şimdilerde
sensizlikse yerini pişmanlığa, hatalara, yenilmişliğe dipsiz boşluklara bırakıyor. Tükürüyorum içine böylesi sonların, kıskanıyorum sokakları 'öyle boş öyle sakin öyle kalabalık

sen ve ben değildik biz

kim bilir belki çok-çok başka evrende başka bir dünya..
 

Cuma

aldatan hatunlar 3

ARAMIZDA ÇEKİM VARDI PANTOLUNUNU PARÇALARÇASINA ÇIKARDIM..
Mesut ile konuşurken aramızda farklı bir elektrik olduğunu farkettim.Ertesi gün ve bir sonraki günler her sabah onun işe gidiş saatinde kapının önünde oyalanır oldum.Her sabah ayak üstü konuşup sohbet ediyorduk.Birgün o merdivenlerden inerken kapıyı açtım ve ‘’Mesut Bey kombimizde bir sorun var sanırım,gelip bir bakar mısınız?’’ dedim.Tedirgin bir şekilde içeriye girdi.Onun içeriye girmesiyle birlikte resmen üzerine atladım.Kendimi kaybetmişçesine adamın üzerindekileri çıkarmaya başladım.O da bana hiç karşı koymadı.Oracıkta seviştik, ikimiz içinde zevkli bir andı.Mesut giyinip bizden çıktıktan sonra aklım başıma geldi.’’Ben ne yaptım?’’ diye kendimi sorgulamaya başladım.Kendi kendime iç hesaplaşmam başladı.Saatlerce gözümü bir noktaya odaklayıp düşündüm durdum...Fakat olan olmuştu...
ÖNEMLİ BİR KARAR....
Ertesi sabah kapıya çıkmadım fakat aynı saatte bu kez kapının zili çaldı.Bir de baktım Mesut karşımda dikiliyor.Beni iteleyerek içeri ve sevişmek istediğini söyledi.Oysa bir önceki gün pişmandım ve bir daha kocamı aldatmak istemiyordum.Mesut’un istekli tavırları beni baştan çıkardı ve tekrar birlikte oldum onunla...Bu ilişki bir hafta kadar sürdü.Mesut her sabah aynı saatte geliyor benimle ilişki yaşadıktan sonra çıkıp gidiyordu.O bir hafta boyunca Mehmet’in yüzüne bakamadım.Her akşam geldiğinde bir bahane uydurup erkenden yattım.Saatlerce düşündüm,’’Ben ne yapıyorum! Mehmet bunu haketti mi?’’diye...
Zaten kocamın işleri gidiyordu bir de benim onu aldattığımı öğrenirse kahrolurdu adam! İş daha fazla büyümeden, konu komşunun dedikoduları başlamadan Mesut ile ilişkimi bitirdim. Zaten onun için bir maceraydım.



asıl macerayı hatun yaşıyor ama kendini siktrirken bile mağduru oynamak adına "zaten onun için maceraydım" diyerek bu utanç verici ve aynı zamanda "mükemmel cinselliğine" son veriyor yeaaa..


hayatım boyunca her sabah aynı saatte kombime baktıramayacağım için ne kadar üzgünüm bir bilseniz.

Salı

yalnızca ben yüzlerce sen

olaydı

(..)

şimdi sen soruyorsun
ne zaman
hangi zaman
nasıl

bilmiyorum, Allah'ın belamı versin ki bilmiyorum. Ne zaman - unutsam adını yüzüme çarpıyor bu şehir, oturuyor içimin orta yerine başlıyor anlatmaya seni, içinde ben geçmeden.
şimdi sen,
sorma
bu şehir o kadar pisliğe batmamışken, içim o kadar acımamışken sorma.

herşeye rağmen seni yazmak
ne eksik ne fazla..

Cumartesi

ey tanrı

bu defa olmama ihtimalin üzeriden değil olabiliten üzerinden konuşuyorum. Sen de farketmişsindir kıvranışlarımı, sanki kendimi yeniden doğuruyor gibiyim. İçimden yeni bir ben çıkarmak nasıl geliyor sana bilmiyorum ama senin yarattığından pek memnun değil buradakiler. Şikayetçiler benden dolayısıyla senden. Ben de düşündüm toplaştım ve ha gayret bismillah diyerekten tekrar denemeye ezberlediklerimi bir köşeye fırlatıp baştan yazmaya karar verdim.

önce,

sokağın herhaline alışan olmak yerine hafif sol biraz geri az ileri diyerek yıktım duvarları. Geçtim içinden teker teker tükürdüklerimin sardıklarımın ve sevdiklerimin.Az biraz önce farkettim tükürdüklerimin sevdiklerime oranla fazla olduğunu, yasal acılarım kuyruk sokumum ve cinsini siktklerim. Üç ana başlıkta ve kendi içlerinde ikişer üçer ayırdıklarımla beraber elime kalan bir iki güzellik dışında bom bok yapayalnız bıraktın beni. Kabul et, sende mutlu değilsin bu orospu ruhlu kulundan, bir yerlerde birşeyleri eksik yaptığının farkındasın ama konduramıyorsun asaletine. İçten içe "senin hiç suçun yok mu" diyorsun duyuyorum.. kuşkusuz sütten çıkma değilim ama hangimiz öyleki? Tek başıma kurmadım bu oyunu, bir tuğla da onlar koydu, yalnız değildim bu oyunda birileri bir yerlerde bana benzedi ve zamanla inkar etti. Tıpkı benim seni en başından inkar ettiğim gibi...

sonra,

vazgeçtim sokaktan, ışıklı bir cadde seçtim kendime adına istanbul dedikleri. Sabahlarımı topladım birer ikişer, soktum bir zaman makinasına yolladım geçmişin en dibine bir daha gün yüzüne çıkmasın diye. Üstümden-altımdan geçen adamları topladım üçer-beşer soktum kıyma makinasına böldüm en küçük parçalarına bir daha birleşmemeleri temennisiyle. Tek kullanımlık doğurdum kendimi, tek seferde yaşadım acıları ve mutlulukları. Son kullanma tarihim geçmeden iade edileyim diye..

yine..yeniden

Pazartesi

aldatan hatunlar 2

"Ekim ayında tam 1 sene olacak eşimi aldatmaya başlayalı. Bu zaman süresince ayda en az bir iki kez onu aldattım. Ama bu konuda istikrarlıyım çünkü hep aynı kişi. Tek problem o kişinin arkadaşımız olması. Ama cinsel anlamda o kadar mükemmel anlaşıyoruz ki, gözümüz başka bir şey görmüyor. Onun eşi de benim eşim de acayip kıskanç, şunu çok iyi öğrendim ki isteyince her şey oluyor, eşinizle günde en az 15 kere telefonla konuşsanız bile isteyince ayarlayabiliyorsunuz."


biri bana mükemmel cinselliği anlatsın lan yada ne kullandığını söylesin yazık moruk yaşımız geçiyo amuaagoiimm

Perşembe

içime çakılı, hoyrat

melodram bir çığlık, bencil bir ruh, sahipleniyorum ne varsa arta kalan yarım yamalı kelimeleri, cebimde birikiriyorum delik olup boşaldığımı bile bile. Garip bir hüzün ya da utanç tanımsız duygu çöküyor kapımın eşiğine, üstüne yağar oluyorum korunuyorsun hareketsiz sessiz yeşil bir şemsiyeyle. Nasıl şiddetle dökülüyorsam üzerine o denli yumuşak inişler yapıyorum korkmayasın acımayasın üzülmeyesin yalnızca gitmeyesin diye. Çıkmaz sokağın dibinde paylaşıyorum parmak uçlarını, sesini, göz kapaklarını acınası halime bakıyorum ve korkuyorum. Hiç olmamaktansa ucundan tutunmak daha az acılı oluyor, koşulsuz kalıyorum ayak bileğinin ucunda-paylaşıyorum parmak uçlarını bileğin hariç, sesini kelimelerin hariç, göz kapaklarını bakışların hariç .. Bense saklanıyorum içinde bir yerler de, en gizinde ..


Salı

sikiim böle memleketi

şu aralar çok sıklıkla telaffuz ettiğim bişi artık, sınırdayız gerçekten insanlığı terk ettiğimiz nokta belki de son çırpınışları. Memleketimin asil kanlı vatandaşı onlarca yıl yanıbaşındaki mazlum halkı teğet geçti, bunu anlamasamda belirli ölçüde kanıksadım mecburdum. Zaman herşeyi çözer umuduyla bekledim-bekledik değişen iyileşen yaraları gördükçe mutlandım-umutlandık.

Gün geçmiyor ki yeni bir yara almasın insanoğlu, yeni bombalar, yeni katliamlar, yeni.. yine ölümler. Bir zamanlar "ama" larım vardı, herşeyin iyiye güzele yol aldığına dair, bu sabah bir kez daha vuruldum bir kez daha kan kaybettiğimin fakına vardım. Hiç bir söz tarif edemez bugünü tıpkı dünü edemediği gibi. Evet belki bir çok insan utandı bu gün, sızladı hatta ama işte ama .. insan olduğunu en az onun kadar herkesin yaşama hakkı olduğunu idrak edemeyen asla bunu hissedemeyecek olan orospu çocukları da vardı. Sadece "Türk" bayrağına yapılmış bir saldırı gibi konuya açıklık getirmeye çalışan piç kuruları. Sizi de tanıyoruz, bitmek bilmeyen zehrinizi sıçıyorsunuz havaya suya, bıkmadan usanmadan inatla ilerliyorsunuz aydınlığı yırtarcasına ama yine ama diyorum, alışmadık size alışmayacağızda. İşte bu noktada sikiyorum böyle memleketin gelmişini geçmişini..

ama..