Salı

öteki

pek deneyimim olmasa da şöförü kendim olan yolculuklar istiyorum, bir kaç kasetle gidemeyeceğimiz yer yok gibi. Tek başıma olduğum bir yolculuk yok. Belki çok sonra şimdi sen ve sana benzeyen adamlar var bavulda. Ben hala dolaşıyorum diye yırtınarak sezen'e eşlik ettiğim şarkılarla birlikte uzun bir yolculuk istiyorum, küçük kasabalar, bahçeler.. esnaf yüzleri, çocuklar tarlalar ve batıp doğan güneş. içinde olmadığını düşündüğün ne varsa senden ibaretken, ben hala ne istemediğinden eminken.. geç başlamış yolculuğumsun işte, ben çok sonra gelemeyen kadın olmaya hep alışığım oysa. beş taşının ikisini çaldırmış çocuk olarak yazıyorum oysa, hırsızın hiç mi suçu yok diyoruz kendi aramızda. Bilirsin işte, bazen madalyonun diğer yüzü vardır, aslında hep vardır ama bazen farkederiz. Bu da dolayısıyla onu bazen varmış yapıyor. Neden bu kadar aynı cümleleri kuruyorum diye sormuyor değilim, sen de yaparsın ya.. tıkandığı zaman patlayan tuvalet gibi işte. Örnek hoşuna gitmedi anlaşılan, ama ben bilmiyorum işte hoşnutsuzluğunu dizginlemeyi.bi çocuğu seversin ya kucağına almaktan korkarsın, incitmek istemezsin minicik bebeği. büyütemediğim ve her dafasında kucağımdan düşürdüğüm bebek gibisin. Bunları sesli söylemeyi istemezdim, bu denli cesur değilim. sende aradığım ötekinde olunca beş taşının kayıp iki taşını bulmuş çocuklar gibiydim ben de.

bu masum bir oyun olmalıydı, gerçek olamayacak kadar çocukçaydı. daha üçlere gelmemişken..

Cuma

nefes almak için sebep gerek

Çarşamba

ben bir masal anlattım

..olamayanlarla baktım aynadaki surete, gözlerim dikkatimi çekti önce..dudaklarımı ıslattım dilimle, öyle, susuz-kupkuru
ellerimle dokundum saçlarıma narin yumuşacık, belli ki henüz büyümemiş düşlerimle..
kendi dilimle birşeyler fısıldar oldum
alışkanlık işte,
ben bile duymadım
..
kimsin dedim adın ne, sesin ne kaç yaşında bedenin
bu çizikler niye?
olmadı, bu sefer anladıda cevap vermedi

(..)


bir nota, bir çok dille anlatılacak olan bu nota..hiç gitmediğimiz diyarlarda başka tenlere fısıldarız, başka suretlere ve hatta başka aynaları parçalarız .. yine biz oluruz sen ben değil biz.. sonra .. sen-ben-biz-onlar..

büyürüz çığ gibi, nereye kadar savurursa..

Salı

beni vur

yolunu kaybetmiş bebekler var vücutlarda
duraklar bilek bitimlerinde
bir daha yara almak zorlaşır her demde
Tanrım diyorum, nerede bitimlerim
göster kudretini de kanla karışık düşeyim yeniden
bir kaç yüzün var şaheser ve hayret

Cuma

büyümek çok sıkıcı

ve bunu bir güne sığdırmak, sabaha karşı yüksek topuklu bir kadın olmak..

Çarşamba

ben de 0 faizle çok amaçlı kredi sisteminin mağdurlarındanım, hoş hiçbir banka amaçsız hayatımı siklemese de ben kendimi donuna kadar soyulmuş hissediyorum.

Salı

Oturan bir entelektüel  yürüyen bir embesilden daha uzun yol alır

buranın arka çıkışı var mıdır

 ne diye her şey yerli yerinde olur ki, sanki her şey yerli yerindeymiş gibi. Darmadağın yaşamı ne derece yerli yerine getirebildin ki sütyenini pijamanı düzene sokuyorsun demezler mi adama

velhasıl
çakal güzel film, gidin bi sohbet edin erkan abinizle